Yaşam Notları

23 Aralık 2009 Çarşamba

karışık ve güzel günler


Her gün bir telaş, bir telaş, bu telaşı seviyorum galiba. Son 15 gün içinde sadece THY ile yaklaşık 4000 mil yapmışım. yeni heyecan 30 Aralık'da başlıyor. Ocak çok yoğun. Yeni yıla, eski ekip ile giriyoruz yine. Çocuklar büyüdükçe bizlerle olmak istemiyorlar, biz de yaşlandığımızı hissediyoruz. Aslimo ve 4 arkadaşı hala bizle:) Ama bu yıl 4 genci sokaklara uğurluyoruz. Elbette bir gün sıra bize de gelecek:( Yeni yıla girerken Aslimo'nun yanımızda olması çok güzel. Bir de 2010 süprizim var, kendi kendime. Yok haksızlık oldu, Aslimo'nun babasından bana... Siyah bir güzellik, Çok güzel siyah bir KıSrak. Almak için heyecanlanıyorum ama 5 yıldır hep kahrımı çeken kamyonumu ne yapacağım bilemiyorum, ona da hiç kıyamam:( Her şey hep böyle keyifli değil tabii, ama yine de çok can sıkmamak için yazmıyorum hatta hemen unutuyorum ya da unutmuş gibi yapıyorum:)

8 Aralık 2009 Salı

Tempo Başladı...




Paris'den döndüğümüz günden beri tempo başladı. Şikayetçi değilim ama her anın dolu olması galiba biraz yoruyor. Geçen hafta Antalya iyi geldi aslında, hem iş, hem kafa dinleme... Pek dinlemesem de idare etti işte. Bu haftaki koşuşturma evlere şenlik:)) koş koş, bir de trafik olmasa, karaköy-kozyatağı iki saatte geldim, canım çoktı, başım ağrıdı, midem bulandı. Yarın Bolu, Perşembe Adana, gece Adana, Cuma sabahı dön, doğru Haydarpaşa:) Zaten hafta bitti. Haftaya yeni işler inşallah. Fotolar Aslimo dan Paris, D'Orsay Müzesi'den...

28 Kasım 2009 Cumartesi

Paris Paris





































Gittik, geldik. Altı gün Paris, doya doya... Yok doymadık aslında:) Aslimo çok sevdi... Bir altı gün daha kalabilirdik. Çok gezdik, çok yedik, çok yürüdük. Daha ne olsun? Şükürler olasun, darısı bir sonraki seyahate...

14 Kasım 2009 Cumartesi

Keyifli Cuma


Hem ayın 13'ü hem de Cuma olunca, biz 40'lı yaştakiler korkarız biraz. Çünkü, thirteen friday:) Dün de ayın 13'ü ve Cuma idi. Ama tam tersi oldu:) Bir gün önce proje teslimi yapmamın keyfini çıkaramadan uğraştığım problemler ortadan kalkınca, sabah iyi uyandım Hayatımda ilk kez İstanbul Metrobüs'ünü kullandım. Çok ama çok keyifli ve faydalı idi. Duran otomobillerin yanından süratle onlara el sallayarak geçtik. Söğütlüçeşme-Mecidiyeköy 15 dk. İlk kez tanışacağım biri ile bir iş kahvaltısı yapmak üzere kahvaltı mekanına gittim. Gelen kişi benimle aynı yaşlarda, neredeyse aynı özelliklerde, aynı işi yaptığımız biri. o da anne:) onun da hayatında hem iş hem çocuklar var. Hayatımda ilk kez birine bakınca aynada kendimi görüyor gibi oldum, hem de hiç tanımadığım brine.. Sanki ben konuşuyordum, ben anlatıyordum.. Çok garip oldum ama içim huzur doldu, bana çok iyi geldi, bir kaç saat önce tanıdığım biri birden çok ben oldu, çok çok garip bir duygu yaşadım. Onu tanıdığım için çok sevindim.O na da, tanıştırana da çok teşekkürler. Fotograf kel alaka ve çok alaka Arnavutköy, benim objektifim:)

12 Kasım 2009 Perşembe

Yağmur Yağmur Gel Hemen


Aslimo'nun küçükken en sevdiği şiirdi. Yağmur yağmur gel hemen... onu hatırladım. sıkı bir yağmur var, çok güzel. Bugün teslim günü, işler bittiği için pek keyifliyim. Darısı diğerlerinin başına. Paris biletlerini ayarladım. 20 Kasım'da ara tatil başlıyor, 21 Kasım akşamı Paris bizi bekler. Özlemişim Paris'i. Aslimo ilk kez görecek, o da çok heyecanlı. Güzel/Uygun bir otel ayarlasa, bi de hasta olmasak tabii. Bu hafta çok yoğun geçiyor, hem benim hem Aslimo için. Her gün 9 saat okul vve de antrenman, canı çıkıyor açıkcası. SBS falan hak getire:( Ara tatil+bayram gecsin, yeni düzen kurmamız gerekecek. Umarım becerebiliriz. Bu yağmurda Selimiye'den bir kare:) ne alaka ise.. Selimiye, herzaman herşey ile alakalıdır...

5 Kasım 2009 Perşembe

Galiba Olmuş


İki gün önce haberi geldi, hani benim Amerika dönüşümü erkene alan sonrada olmayan o iş vardı ya, o olmuş:)) Galiba herşey zamanında güzel. Çok sevinmem gerek ama çok sevinemiyorum nedense. Hüzün üstüme, beynime, ruhuma yapışmış durumda, kurtulamıyorum birtürlü:(
P:S: Fotoğraf teasdüfen buraya geldi, HA nın objektifinden, Selanik, Ölü bir kuşun başındakş çocuk ve umarsız insanlar... Ben seçmedim (random geldi) ama ruh halime çok uygun buldum

31 Ekim 2009 Cumartesi

İstanbul bugün çok ama çok yağmurlu...




Yağmuru çok severim. Bilen bilir bazen yağsın diye dörtgözle beklerim. Dün akşamdan beri hiç durmadı çok ama çok güzel yağıyor, hava da soğuk.. Ofiste/ev de olunca iş kolay tabii. Aslimo antrenmanda, ben ofiste.. Sıcak günlerden iki kare, Mardin (Kasımiye Medresesi) ve de Fethiye Hillside.. Yağmurlu ve de güneşli günlere... Bunlara yazana kadar iki satır da rapor yazsaydım ne iyi olurdu:)

27 Ekim 2009 Salı
















Sonbahar başladı, galiba yaz geride kaldı. Acısıyla, tatlısıyla... Hayat bu.. Birkaç gündür yazmak istiyorum ama hep hüzünlü durumlar oluyor:( Sağlık yerinde, işler fena değil, daha ne istersin durumu hakim ama yine de vızıldanıyorum. Aslimo benden iyi aslında. Herkes de bir koşuşturmaca, birazdan evden çıkacağım, geldiğimde çok ama çok yorgun olacağım. Yarın Aslimo nun arkadaşlarını ofise getireceğim, proje yapacaklar. Ben Kasım da Paris e gitsek mi halindeyim. Mil ile uçak bileti bulursak ne ala.. Yoksa başka zamana.. geriye baktığımda Aslimo için bıraktığımız en değerli anıların bir kısmını gezilerin oluşturduğunu görüyorum. Ne yapıp etmeli, Hem Türkiye yi hem dünyayı gezmeli. Washington, New york ve Orlando dan birer kare:) Ben çektim hepsini, ha bir de çok sevdiğim Newark Airport fotoğrafı var. Mozaikler Orlando Havalimanın yer döşemesi:)

16 Eylül 2009 Çarşamba

Mart-Eylül 6 ay Olmuş....


İnanamıyorum, altı aydır yazmamışım. Yaz geçti yaa.. Hatta ilkbahar-yaz geçti ve hatta sonbahar da geçmek üzere... Aslimo iyi ben iyi... Arada neler oldu neler... Önce SBS, sonra Amerika, sonra antrenmanlar, antrenmanlar, antrenmalar... Hepsi o kadar. New York u, Orlando yu, New Jersey i ve de Washington u yazmak isterim uzun uzun... belki yazarım da. çünkü bugunlerde vakit çok ne yazık ki. Olmadı şu iş, iki adam kapris yaptı olan bize oldu. Ne yapalım, eldekilere şükür diyelim, önümüze bakalım.

25 Mart 2009 Çarşamba

Bebek ve Manolya Ağacı





Bebek Yokuşu'ndaki Manolya Ağacı'nın eflatun çiçeklerini bu yıl da yakalayabildiğim için çok mutluyum. Her yıl bir kere açar ve çok yağmur yağmazsa 8-10 gün kalır. Eğer yakalamasaydım, kendimi huzursuz hissederdim. Çocukluğumdan beri alışkanlık işte...


Sembol den ses seda yok. Benimle benim aramda bir sır gibi, kimselere bir şey söylemedim.


Bu hafta, manolya dışında güzel bir haber yok, dalgalanıyorum, bir an iyi, bir an kötü, hayat da bu galiba... Aslında haksızlık etmemem gerek, şanslı olduğumu kabul etmem gerek. Allaha şükürler olsun.


İyi bir şey daha oldu.. yani umarım hayırlı ve iyi gelir. Aslimonun lisansı çıkıyor... Daha çok çalışma, daha çok emek demek.


Bebek Yokuşu ve Manolya benden, Etiler Balkon dan Küçük Bebek Aslimodan.

19 Mart 2009 Perşembe

AŞK Bitti ...


AŞK Bitti... Yani Elif'in AŞK kitabını okudum. Hani derler ya bir kitap okudum hayatım değişti. Gerçekten öyle oldu. Okudum, anladım, düşündüm, hissettim, yaşadıklarım, yaşamadıklarım...
AŞK'ın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındadır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde. (kitaptan)

AŞK



İnanılmaz... Geçen yıl bugünlerde Etiler'de bu evin fotoğrafını çekmiştim. Hatta 30 yıldır Etiler'i bilirsin, bu evi nasıl atlarsın diye kendime kızmıştım. İki-üç gün önce bu fotograf aklıma geldi, ya nerede acaba falan dedim. Şimdi, bugunkü foto için random, içine hiç bakmadan bir foto seçtim ve bu geldi. Müthiş bir güç, müthiş bir aşk. Evet, AŞK'ı okumaya devam ediyorum, sindire, sindire okumak istiyorum. Okudukça AŞK yaşıyorum, Elif'e hayran oluyor, inanamıyorum. Böyle bir şey yazmak için gerçekten tasavvuf bilmek, hissetmek gerek... Bir de Elif'in ingilizce yazdığı ve Yiğit'in anında tercüme ettiğini düşündüğümde, emek karşısında saygı duyuyorum. Bu kitabın 100 yıl sonra da okunacağına eminim.

Daha dinginim. Zaman zaman heyecanlanıyor ya da kötümserleşiyorum. Sembol den ses seda yok. Bugün-yarın başka bir heyecan daha bekliyorum.

Dün akşam daha doğrusu gece yarısı çarpıcıydı. Umut verdi, keyif verdi. Başta tereddütlüydüm ama iyi de oldu galiba:))

Bu sabah yağmur var İstanbul'da. Benim için güzel bi şey... Belki fotoğraf bile çekerim. Becerebilirsem:))

14 Mart 2009 Cumartesi

İclal, Elif, Ben ve Mart 2009







2009 Mart ayı, üç kadın buluştuk bende. Ben, İclal ve Elif. Ne kadar çok ihtiyacım olduğu bir gün (10 Mart 2009), İclal ile karşılaştık, o an buluştuk ve bana di mi? dedi. Ben de ona di dedim. Kendi kendime söz verdim, Küçük Bebek üstündeki o muhteşem manzarayı fotoğraflayıp, İclal e vereceğim. Sonra aynı anda Elif ve Aşk. Nasıl yazmış o kitabı, hayran olmamak elde değil. Henüz 95 sayfa okudum ama şimdiden bu kitap benim için çok önemli durumundayım. Bu hafta, İclal, Elif ve Ben olmasının tesadüf olmadığını biliyorum. Güzeldi, iyiydi, lazımdı. Herkese çok teşekkürler bir de bu hafta spor yapabilseydim ve sokaklarda gezebilseydim ne iyi olacaktı. Çok çalıştığım için ne kadar şanslı olduğumu biliyorum ve şükrediyorum...

Bi de son saniye haberi, beni gerçekten heyecanlandıran bi şey oldu az önce, çok istedim olmasını, hadi bakalım hayırlısı, hayırlı olsun sembol:))

16 Şubat 2009 Pazartesi

Denizin İçine Karışan Yağmur


Ne çok severim denizi, ne çok severim yağmuru... İkisinin biraraya gelmesi beni çok heyecanlandırdı. Bugünlerde pek heyecanlanır oldum. Bu iyi birşey galiba.