Yaşam Notları

29 Aralık 2010 Çarşamba

"Yeni Yıl - 2011" geliyor galiba...

2011'de geldi gibi:) Zaman, tutamıyoruz onu. 2011, sağlıkla, huzurla, sevgiyle, bereketiyle gelsin. Bizim evin çam ağacı (altında hediyeleri ile) ve biz, 2011'e hazırız.) Hoş 2010'dan da memnunduk aslında. Hepimizin hep keyifle anacağı yılları karşılayalım. Hadi bakalım, MUTTTLUU YILLARRR....

20 Aralık 2010 Pazartesi

Nişantaşı,Yıldız Teyze, Kapımızda Uyuyan Kedi:)




Cumartesi Aslimo'nun EU günü, hatta bu haftaya özgü pazar da EU günü. EU, dershane demek oluyor, hoş, oraya da pek dershane dememek gerek ya:) Güzel tarafı, Nişantaşı'nın dibinde:) Abdi İpekçi pek güzel olmuş, mutlaka, hava kararırken/karardıktan sonra görmek gerek. Pazar öğlen Yıldız Teyze'de şahane bir yemekteydik, hele elma tatlısını anlatmak yetmez, onun için fotografı burada:). Bir de bu sabah ofise geldiğimde, bir kedicik, kapımızda uyuyordu, uyandırmadık:)

13 Aralık 2010 Pazartesi

Pera, yılın ilk karı, Şimdi Cafe ve arkadaşlıkk:)

Yılın ilk karı cumartesi günü yağarken ve de hava çook soğukken biz sokaklardaydık:) Çok üşüdük, çok eğlendik, çok sevdik, çok konuştuk, her zamanki gibi yine zaman az geldi:( İstiklal'de, Asmalımescid'de, Pera Müzesi'nde, Şimdi Cafe'de olmanın keyfini çıkardık:) Bunun ne kadar şahane birşey olduğunu ve ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha hissettik. İyi ki buluştukk. Teşekkürler Melike'cgmm teşekkürler Rehan'cgmm:). Son söz Şimdi Cafe'ye, o müthiş 100 kusur yıllık Atlas Apartmanı girişinde, ruhumu bıraktığım, en kısa zamanda almaya gideceğim cafeye: Asmalımescid ile İstiklal'in birleştiği köşede, üzerinde isim yazmayan, sadece bir saati olan, içeriye kalın bir perdenin ardından girdiğiniz, en soğuk gün de bile sıcacık yer:) Hele oturduğumuz masadan kafamızı kaldırdığımızda gördüğümüz (ki bugune kadar farketmediğimiz) pencerelerin baktığı apartman boşluğu harika. Menüsü çok hoş, yoğurtlu ıspanak çorbası harika. En kısa zamanda Şimdi Cafe'de buluşmak üzere...


20 Kasım 2010 Cumartesi

Bir bayram daha geldi, geçti...




Bayram geldi hoş geldi, önce Ankara sonra Bursa bize güzel geldi. Aslimo, büyük anneannesinin (yani Hakan'ın anneannesi) elini öptü, hepimiz çok mutlu olduk:) Tabii babaannesi ve dedesi ile de beraber oldu, bayramı bayram gibi yaşadı. Sonrasında Bursa, arkadaşlar, dostlar ile gidip gelince daha bi güzel. Hele Tirilye... Aslimo bol bol fotograf çekti. Bi de daha az yemeği başarabilseydik iyi olacaktı ama olmadı işte:) Birkaç kilo fazlalıkla İstanbul'a dönüldü. Havalar hala çok güzel, Aslimo'nun okul ve dershane temposu devam ediyor, batı cephesinde yeni bir haber yok. Salı günü İzmir yolcusu olmamı saymazsak tabii:)

5 Kasım 2010 Cuma

Altın Portakal'lı Zeynep Oral

Hamile kalmadan önce, bebeklere/çocuklara hiç ilgim yoktu, kimsenin bebeğini kucağıma bile almamıştım. İşte tam o sıralar,en sevgili arkadaşım,  dünya tatlısı Zeynep'i doğurdu ve ben ilk kez bir bebeği kucağıma aldım, kokladım, sevdim. Zeynep doğduktan 1-2 gün sonra hamile olduğumu öğrendim. Artık canım Zeynep'im benim öğretmenimdi, bir bebek ne yapar, nasıl yer, nasıl altı değiştirilir, nasıl gazı çıkarılır, ağlayınca nasıl oyalanır. Bunları hep Sevgili Zeynep ve canım arkadaşım annesinden öğrendim. Hatta hamileliğimin ilerleyen bir zamanında onlarda yatıya kalmış, Zeynep her uyandığında ben de kalkmıştım. Sonra Aslimo doğdu:) Bütün yaşlarını birlikte geçirdiler, evlerimiz çok uzak olduğu için ne yazıkki hergün görüşemiyolar ama yakaladıkları her fırsatta birlikte olmayı çok isterler. Veee işte o Zeynep, benim canım Zeynep'im bizi nasıl gururlandırdı, nasıl mutlu etti anlatmam imkansız. Zeynep, geçtğimiz yaz " Atlı Karınca " isimli filmin çekimlerine katıldı, hem de başrol oyuncusu olarak. 13 yaşında ve çok ağır bir rolü üstlendi, çok çalıştı, çok emek, çok gönül verdi. Sonunda en değerli sinema ödülü olan Altın Portakal ödülüne sahip oldu. Öğrendiğim andan itibaren aklıma geldikçe gözlerim doluyor, içim titriyor. Önümüzdeki ay film vizyona girecek, heyecanla bekliyoruz. Herhalde gözyaşları içinde seyrediyor olacağım. Çocuklarımız büyüyor, onlar büyürken yaşadıklarımız, en güzel anılarımız...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Zaman Geçiyor...Çocuklar Büyüyor...

On iki yıl önce, Aslimo yaklaşık bir yaşındayken, birgün arabayla Aslimo ile birlikte otoparka geldik. Aslimo'nun bebek arabasını bagajdan çıkardım, ama açmayı unuttum, Aslimo'yu oto koltuğundan kucağıma aldım ve bebek arabasının açılmadığını gördüm. Aslimo yeni yürümeye/ayakta durmaya başlamıştı. O an ilk defa onu yere/sokağa bıraktım ve durdu, ben de arabayı açtım. İşte o an bana çoook müthiş gelmişti, kızım büyümüş, benden bağımsız ayakta duruyordu:) O saniyeler ve o görüntü aklımdan hiç çıkmaz, sanki dün gibi. Aslimo dogduğundan beri (17 günlük iken işe başlayan bir annesi olduğundan) evde haftaiçi gündüz gelen bir yardımcımız var. Daha doğrusu 13 yılda iki yardımcımız oldu. Bu hafta itibari ile artık evde hergün gelen yardımcımız yok, çünkü kızımız büyüdü:) Bugün on iki yıl önce yaşadığım duygunun çok benzerini yaşadım, kızımın bir bakıcı/yardımcıya ihtiyacı yok. Kocaman 13 yıl nasıl da çabuk geçmiş inanamadım. Evde sürekli bir yardımcıya ihtiyaç olmamasının nasıl bir özgürlük olduğunu hissettim:) Bu duygu çok hoşuma gitti, tabii yaşlanma duygusu ile birlikte geliyor ama yine de yeni yaşamın keyfini çıkartmaya başladım:) Darısı tüm çalışan annelerin başına:) Birgün sizin çocuğunuz da büyüyecek:)

18 Ekim 2010 Pazartesi

Yağmurlu Günlerde

Hergün yağmur var:) Yağmuru çok seviyorum. Hatta buraya bile yağmuru getirdim. Önceleri biraz karamsar mı acaba dedim ama damlaları çok sevdim. Sıkılırsak değiştiririm, artık bu işler çok kolay:) İçimdeki his diyor ki - yeni bir dönem başlıyor. Niye böyle düşünüyorum tam olarak bilmiyorum. Aslında her yıl bitirken üç aşağı beş yukarı aynı duygular/hesaplaşmalar gider/gelir. Yeni gelen güzellikle, sevgiyle mutlukla gelsin. Bu yaz çok anlamlı seyahatlerimiz oldu. Hepimize çok iyi geldi. Şimdi okuduğum Çağdaş Sanat Konuşmaları 4 / Kolleksiyon, Kolleksiyonerlik ve Müzecilik /YKY kitabında da rastladığım bir çok konuda, çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel armağının dünya kültürlerini öğrenmek olduğunu bir kez daha tekrarladım.




Bu yağmurlu haftada, Hakan'ın Sevgili Hoca'sı Prof Dr İbrahim Hızalan'ın eşi Şpresa Hanım'ın Kaftanları sergisine Dolmabahçe Sarayı Sergi Salonunda katıldık. Şpresa Hanım'ın Kaftanlarını görmek gerek. Emek, göznuru, yaratıcılık,sabır,zevk ve denge... Hepsi bir arada. Yağmurlar devam ederken, Pera Müzesi'nde bir Sergi "Hilal ve Güneş", yıllar önce (Abdülhamit Döneminde) İstanbul'da yaşamış üç Japonu anlatıyor. Bir de tabikii Hakan'ın günlerdir beklediği, Japon Çay Töreni! Sevgili Özalp Birol, kendisi Suna-İnan Kıraç Vakfı'nın Genel Müdürü olur, yine müthiş bir şeyler yaptı ve Pera Müzesi'nde eşi bulunmaz Japon Çay Töreni'ni sayesinde izleyebildik. Gerçekten çok etkileyiciydi. Yağmur yağacak diye beklenen ama güneşli geçen Cumartesi günü Hamarat Atölye'nin açılışına uğradım, Enhar, gerçekten çok yetenekli:) Ona da hayırlı uğurlu olsun. Yağmurlu bugünün son haberi ise ofisimize yeni bir Bebek geldiğiydi:) Bebeğimiz Hoşgeldi, yağmurlar onu getiriyor, biz de bekliyoruz. Sağlıkla, Keyifle...

Not: Sevgili Şpresa Hanım'ın fotografları için Sayın Prof Dr Yücel Tanyeri'ye teşekkürler ve saygılar.

7 Ekim 2010 Perşembe

Ekim geldi, geçiyor...SBS stresi basıyor:( Mardin, hep huzurlu:)

Ekim geldi, önceleri pek anlamadım, hava hala güneşli, kısa kollu t-shirt, çorapsız giyilen ayakkabılar vs. ardından Adana, Mardin, Diyarbakır seyahatlerim, her biri en az 30 derece. Ekim nerede derken, dün akşamüstü yağmurla beraber buradayım dedi. Bugün içim karanlık nedense. İyi olsun diye iyi düşünmeye çalışıyorum. Sabah, önemli bir toplantım vardı, aslında iyi geçti sayılır ama ben kötüyüm işte:( Kafamın içinde onlarca düşünce/fikir ordan oraya gidiyor. Aslimo'nun bu yıl zor yılı malum. Ona ve tüm SBS çocuklarına çok üzülüyorum. Etrafımdaki çocukların çalışma tempolarını görünce üzülmemek elde değil. Hem manen hem madden gerçekten büyük yük:( Aslı, haftada 2 gün dershaneye gidiyor, her gidişi 5-6 saati buluyor, bir o kadar da ödev veriyorlar (yani günde en az1-2 saat ödev yapması gerek). Ben buna çok derken arkadaşlarının çok daha fazla haftada 4 gün toplam 20 saat gibi bir zaman dershaneye gittiğini dehşet içinde öğrendim:( Bir de bu çocuklar hergün okulda 9 saat ders görüyor. Yazık çok yazık, hem onlara hem bize. Malesef, istediği liseye gitmenin tek yolu buymuş:(Aslında risk alabilirdik ama yapamadık işte. Önceki yıl 6 ve 7.sınıfta dershaneye gitmeden, hiç birşeyden geri kalmadan çok güzel puanlar aldı aslında ama 8.sınıf, o son düzlük, hepimizi korkuttu.Umarım tüm çocuklar emeklerinin karşılıklarını alırlar. Herkesin kısmeti ne ise o olacak biliyorum:) Ama stressiz olmuyor galiba:(



Cuma-Cumartesi, Mardin-Diyarbakır hattında Sevgili Arkadaşım Melike ile çok keyifliydik. Her daim herkese Mardin'i tavsiye ederim:) Bu arada bugünkü gazete haberine göre Mardin sokaklarında çalışan eşekler artık İtalya'nın Sicilya adasından gelecekmiş:) Artık sahiplerine de Sicilya aksanlı İtalyanca öğretirler herhalde:)

18 Eylül 2010 Cumartesi

Eylül

Eylül, geldi geçiyor. Önce Nehir'i uğurladık pembe, pembe... Tanıdık tanımadık herkes de derin izler bırakarak bu dünyaya veda etti. Okullar açıldı, dershane zaten açılmıştı. Aslimo'nun peşinden koşuldu, koşuluyor... Dünya Kupası geldi, geçti, Bayram boyu salondaydık, çok keyifliydi:) Dershane, Çarşamba, Cumartesi oldu:) Aslimo dershanedeyken ben de kendimle meşgul oluyorum:) İşlerde tempo normal ama bir süpriz olabilir. Umarım hayırlı olur:) Bu yıl farklı koşuşturmalar olacak gibi. Hem Aslimo, hem iş, hem de.. Neyse sağlıklı ve huzurlu olunursa hepsi halolur. Şu anda BebekNero'dayım:) Yukarıdaki fotoğraf da şu anki manzaram. Bi de bitmiş kahvemin fotoğrafını koyayım tam olsun. Şükretmek için neden çok:) 

Hayatın dengelerini görmek bazen çok zor geliyor. 10 yaşında tanıdığım Darüşşafaka'lı Anıl, 17 yaşında lösemiye yenildi:( İçimiz parçalandı. Gerçekten çok üzüldük. Allah Rahmet Eylesin

8 yıldır, bahçemiz de bize arkadaşlık eden Bambi'yi de bu hafta sonsuzluğa uğurladık:(Saymaya çalıştım, 50 kadar çocuk onunla büyümüş. Çok teşekkürler Bambi.. Çok teşekkürler Ömür-Hülya Göksel... Çok çok geçmiş olsun Hülya Hanım. Bambi,yoğun bakıma alınınca, Sevgili Hülya Göksel, ona koşarken düştü, omuzunu 6 yerden kırdı, dün ameliyat oldu, Çok şükür şimdi iyi.


Misafirler geldi, misafirler gitti. Biz Sapanca ve Gebze/Tavşanlı ziyaretleri yaptık:) Hayat geçiyor, Eylül bitiyor, sonbahar henüz gelmiyor, hala yaz devam ediyor:)

Aa unuttum bir de Aslimo ve arkadaşları FNO gecesi VOGUE da çok hoş oldular:)


22 Ağustos 2010 Pazar

Selimiye :) Yine Yeniden

Beklenmedik bir anda fırsat doğdu:) Perşembe-Pazar Selimiye düşü gerçek oldu. Büşra Pansiyon, herzamanki gibi harikaydı, bir de dostlar olunca keyifler tamdı:) Aslimo, arkadaşları ile çok mutlu bir tatil geçirdi, bol bol yüzdü, yarın başlayacak dershanesine enerji topladı.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Gittik, gördük, geldik...

29 Haziran 2010 İstanbul  yola çıktık....


Malpensa (Milan)

Como

Bellagio

Verona

Venedik

Bologna

Floransa

San Gimignano

Siena

Pisa

Bonassola

Cinque Terre

Portofino

Serravale

Malpensa (Milan)

İstanbul'a üç gün uğradık

Stockholm

Helsinki

St Petersburg

Riga

Gdinya

Gdansk

Gotland (Visby)

Stockholm

25 Temmuz 2010 İstanbul'a döndük....

Şahane yerler gördük, şahane insanlarla tanıştık, çok güzel anılarımız ve bir ölüm tehlikemiz oldu...
Binlerce fotograf var, seçmek çok zor, bakalım rastgele hangisi gelecek, ama bu fotografları yıllarca kullanırım diye düşünüyorum. 27 günde 21 harika şehir. Ancak en güzeli ,1. ve 22. sıradaki çook özlediğim İstanbulll...
P.S. Aslimo'nun antrenmanlar bugün başladı, alışmak biraz zor olacak gibi:(

26 Haziran 2010 Cumartesi

Geçen Hafta, Yağmurlardan Önce...

Ordan burdan, bizim bahçe, bizim aile... Bebek Kahvaltı, Manolya Ağacı, Deniz, Bebek Park... :) Tatil Planları, Temmuz'da yolumuz çok uzun... 29 Haziran Salı start alıyoruz, 26 Temmuz Pazartesi'ne kadar. Bugün Aslimo, sezonun son antrenmanına gidecek ve sonra bir ay tatil:) 26 Temmuz'da top başı:) Bedenim, kafam, içim çok karışık, nedensiz bir karışıklık, hayırlar olsun:)

19 Haziran 2010 Cumartesi

Aslimo artık 8.sınıf...

Aslimo, 7.sınıfı bitirdi, dün karne aldılar:) 8.sınıfların mezuniyet töreninde FMV Erenköy Işık İlköğretim Flaması'nı 8.sınıflardan, 7.sınıflar adına Aslimo devraldı. Lise ve Fen Lisesi mezuniyet/flama devir töreni le beraber yapıldı. Çok duygusaldı, çok ağladık, çok gurur duyduk.
 En solda Aslimo, 11.sınıf liseli arkadaşları ile birlikte flamayı devraldıktan hemen sonra, çok heyecanlıydı(k).

16 Haziran 2010 Çarşamba

8 Haziran 2010 Salı

Nihayet SBS bitti:)

Yani bu yıl için olan SBS nihayet bitti. Çok şükür kazasız belasız atlattık. Çocuklarımızı zor durumda bırakan bu sisteme çok kızgınım aslında. Yapacağımız hiçbir şey yok maalesef, biz de sevseksek de sevmesek de çarkın içine giriyoruz. 2 SBS bitti, kaldı bir tane, seneye Haziran'a kadar rahatız diyeceğim ama pek doğru olmayacak. Aslimo ne zamana kadar rahat olacak bilemiyorum, sadece bildiğim stress önümüzdeki yıl çok daha fazla olacak:(

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Hızlı PAZAR:))

Aslı'nın Fulya'da 5 saatlik çalışması, Pazar sabahı 8:30 da başladı. O derse, biz boğazda yürüyüşe:) Kireçburnu-Yeniköy yürüdük... Yeniköy'de Emek Cafe'yi anmadan olmaz dedik, bir gittik, süprizz. Emek kapalı hesapta ama, çay servisi var:) Normal mutfakta yapamıyorlar tabii. Ne de olsa mühürlü:( Bahçe de bir semavaer, aynı eski günlerdeki 4-5 salaş masa, deniz ve de çay.. Ücret kısmı da gönlünden ne koparsa.. Pastaneden böreğini-simiti kapan gelmiş, çok hoştu:) 1,5 ay sonra Boğaziçi İmar tamamen yıkacakmış:( Asli'nin işi bitince neredeyse uçarak Formula 1 'e gittik. Çok güzeldi, galiba ilk kez bu işten keyif aldım.. Bence epey kalabalıktı, bugünkü gazete haberine göre 110 bin kişi gelmiş. Hamilton kazandı.. Gün daha bitmedi ordan yani Kurtköy'den Maslak'a yolculuk başladı. Fenerbahçe-Efes Pilsen basketbol maçı:) Fenerbahçe kazansaydı şampiyon olacaktı ama olmadı. Darüşşafaka'yı özlemişim iyi geldi. Gün hala bitmedi:) Aslı'nın haftaya sınava gireceği okul Kadıköy Söğütlüçeşme'de .. Akşam oldu ama yine de gitti bulduk, ardından Kadıköy Çarşı ve Çiya:) Yazarken yoruldum, ne çok şey yapmışız. Şükür.